Dil ve konuşma terapisti görev olarak, doğumdan sonra yani iletişim, dil ve konuşmayla ilgili insan hayatının yaşamı boyunca karşısına çıkabilen patolojik durumlarla ilgilenen bir meslek erbabıdır. Yani erken dönemden başlayıp doğumla gelen hatalar, yanlışlıklar yada bir takım sorunlar olabileceği gibi ilerde de kişi dil ve konuşma becerilerini geliştirdikten sonra karşısına çıkabilen bir takım problemler olur, bunlarla ilgilenen bir meslek erbabıdır.

Konuşma diğer gelişim basamakları gibi gelişimsel bir süreç takip eder. Hiçbir çocuk doğar doğmaz konuşmaya başlamaz. Dili anne karnında öğrenmeye başlıyoruz ve doğumla beraber alıcı dilimiz yavaş yavaş gelişmeye başlıyor. Doğumdan sonra 6.ayda bazı sesler çıkarmaya başlıyoruz buna babıldama dönemi diyoruz. Bir yaş civarında tek kelimeli çıktılar oluşmaya başlıyor. 1-2 yaş arasında hızlı gelişim var, kelime sayısı giderek artıyor. 2 yaş cıvarına geldiğimizde artık yavaş yavaş konuşmaya başlıyoruz diyebiliriz. İki yaş cıvarında çocukların 100 e yakın kelime üretmesini bekliyoruz. 2-3 yaş cıvarında konuşmaya gramer konuları eklenerek konuşma gelişimi takip ediyor.

Peki ne zaman ve ne gibi durumlarda ilgili uzmana danışmalıyız?

Çocuk doğumdan sonra sese bakmıyorsa iletişime girecek bir davranış sergilemiyorsa, göz teması kurmuyorsa, sadece annenin anlayacağı şekilde konuşmaya başlıyorsa veya hatalı telafuzlar, konuşma sırasında takılmalar, tekrarlar oluyorsa, 2 yaş cıvarında henüz hiç kelimemiz yoksa ya da yaşıtlarından geride bir gelişim seyrediyorsa hemen bir dil ve konuşma terapistine görünmelidirler.

Gelişim dönemine göre, gelişiminde beklenen ivmeyi kazanmadıysa dil ve konuşma terapistinden destek eğitim almalarını öneriyoruz.

Erken tanılanma terapinin verimliliği ve gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Ailelerin “bekleyelim babası da geç konuşmuştu, aman canım konuşur daha çok küçük ” gibi yargılara kapılmadan, hemen destek almaları terapinin verimliliğini arttırmakla beraber terapinin daha erken şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır.

Dil ve konuşma problemlerinin nedeni olarak birçok etken rol oynayabilir. Doğum öncesinde veya doğum sırasında karşılaşılan zorluklar, kromozonel sorunlar, işitme kaybı, görme engeli, zeka engeli gibi organik sorunlar konuşmanın gecikmesine yol açabilir. Bunun dışında çevresel uyaranların azlığı, aile tutumları, yaygın gelişimsel bozukluk, otizm vs gibi problemler, yine dudak damak yarıklığı olan çocuklar hem organik hem gelişimsel süreci etkileyen faktörler konuşma gelişiminin gecikmesine yada konuşma problemlerine yol açılmasına neden olmaktadır.

Konuşmaya etki edecek sorunlar, öncelikle danışmanlık çerçevesinde daha sonrada terapotik müdahalelerle konuşma terapistleri tarafından ilgilenilir.

Konuşma problemlerine biraz örnek verelim isterseniz.

Örneğin, geçikmiş dil ve konuşma; belli bir yaşa geldiğiniz zaman artık kendinizi konuşma yoluyla ifade edersiniz, 18 ila 24 ay arasında çocukların yavaş yavaş konuşmaya başlamasını beklersiniz. buralarda ki bir gecikme sorun olabilir. Bazı sesleri telafuzlarda problemleriniz olabilir, seslerin yerlerini değiştirme, sesleri tam anlamıyla telafuz edememe gibi ya da konuşurken bir takım t- t-t tttakılma türünden kekemelik adı verilen problemler olabilir.

Sesiniz kalitesi bozulabilir, soluğunuzu tam olarak toparlayamayabilirsiniz, yada ilerleyen dönemlerde sesinizi kaybedebilirsiniz, bir takım kötü alışkanlıklar nedeniyle ses tellerinde olumsuzluklar meydana gelebilir(nodül, polip.. vs ) gırtlak hastalıkları hatta kansere kadar giden bazı sorunlar olabilir.

İlerleyen dönemlerde beyin felcinden ötürü konuşma ile ilgili merkezin örselenmesinden ötürü konuşma yetinizi, okuma- yazma yetinizi kaybedebilirsiniz birde tabii bunun dışında bazı gelişimsel sorunlar, özel gereksinimli bireyler var. İşitme özürlüler zihinsel yetersizliği olanlar, spastikler vs gibi bunlara da destek eğitim veren bir meslek grubudur.

Hem eğitim hem de sağlık boyutuyla ilgilenen bir meslek. Dil ve konuşma terapistliği sağlık hizmetleri sınıfında yer alır. Hem vakaya ihtiyaçları doğrultusunda yardım etmek hem de ailelerine danışmanlık etmek zorundayız. Kimi zaman belkide vakaların yasal haklarını korumak durumundayız. Dolayısıyla geniş bir hoşgörüye sahip, insan ilişkilerinden çok iyi anlayan, hem insan mekanizmasını iyi bilen, hemde insanın davranışlarını bilen, çevreyle olan etkileşimlerini bilen, araştırmacı özelliklerle donanımlı meslek çalışanı olarak yetiştirildik.

Dolayısıyla çok boyutlu, çok keyifli, insanla uğraşan ve onlara destek olmak için, belki uzun dönemli, bazen kısa dönemli sonuçlar aldığımız, Bazen sonuç alamadığımız için üzüldüğümüz ama sonuç aldığınız za

Leave a Reply

Your email address will not be published.